Kötü insanlar ittifakının panzehiri HDP/Demirtaş
25 Haziran sabahı başka bir Türkiye’ye günaydın diyeceğiz. Nasıl bir Türkiye’ye uyanacağımızı , seçmenlerin 24 Haziran’daki tercihleri belirleyecek. Ülke, ya içine sürüklendiği korku tünelinde zifiri karanlığa gömülecek. Ya da bu korku tünelinden çıkış için olağanüstü tarihi fırsat doğacak.
Seçmen, yolsuzluğa yoksuzluğa, yalana talana, hızsızlığa, korkuya, güç gösterisine, sahtekârlığa, siyasal sosyal tahkiyeye, madrabazlığa, ölümlere, nefret söylemine, ayrımcılığa, ırkçılığa, cinsiyetçiliğe, işçi, kadın, çocuk, doğa ve hayvan cinayetlerine karşı tutumunu belirtecek..
Artık karar anı geldi. Seçmen yalancı, manipülasyoncu, iktidarcı araştırma şirketlerinin söylediklerine değil, aklına, vicdanına güvenmeli. Yalızca seçim meydanlarında, televizyon ekranlarında duyduklarına göre karar vermemeli. Bugüne kadar yapılanlara, yaşatılanlara dönüp bir göz atmalı. “
“Yeni Türkiye” palavrasını unuttular. Şimdi “Türkiye Vaktı” yalanı icat ettiler. Bunu da “devleti bekası” aldatmacasıyla birlikte kullanıyorlar. Şimdi “Yeni Türkiye” yarattığınız korku cumhuriyeti mi, devletin bekası mı , sizin bekanız mı ? diye sormanın zamanı.
16 yıldır iktidar olan AK Parti, MHP lideri Devlet Bahçeli ile Cumhur İttifakı oluşturdu. Yanlarına Susurlukçu Tansu Çilleri, Mehmet Ağar’ı, Ergenekon davasında ismi çok sık gecen BBP’ni ve mafya liderleri Alaattin Çakıcı ile Sedat Peker’i alarak kader birliği yaptılar. Glaydyo ittifakı kurdular. Utanmada ülkemizin fail meçhuller kraliçesi Tansu Çiller, bunu 17 Haziran Yenikapı Mitinginde “Milli Şuur Hareketi” olarak tanımladı.
Eksik kalanlar ise, Yeşil, Diyarbakır OHAL Bölge Valisi Ünal Erkan ve Tansu Çiller’in kararlık işler prensi eşi Özer Çiller oldu.
Bu kötü insanlar koalisyonu, büyük bir korkunun, çaresizliğin ve akıl tutulmasının sonucundan başka bir şey değil. Bu şuursuzluğun, Türkiye’yi sürükleyebileceği yeri anlamak için 1990’larda ve son iki yılda Türkiye’nin yaşadıklarına dönüp bakmak yeter artar bile.
20 Ekim 2015 tarihinde Van’daki seçim kampanyası mitinginde dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu “’AK Parti ik
tidardan indirilirse buralarda terör çeteleri dolaşacak, beyaz toroslar dolaşacak” diye Kürt seçmeni tehdit etmişti. Şimdi aynı korku cumhuriyeti yaratanlar, beyaz toroscularla, Susurlukçularla, Ergenekoncularla elbirliğiyle Türkiye’yi zifir karanlık bir tünele sürüklemek istiyorlar.
Seçmen, 24 Haziran’da sandık başında buna izin verip vermeme kararını verecek. 7 Haziran, 1 Kasım seçimlerinde, 16 Nisan anayasa referandumu sürecinde yaşananlar hafızalarında çok taze.
Bu seçimlerde bu kötü insanlar ittifakının faşizan kalkışmalarına yol vermek için akla hayale gelemeyecek yepyeni yan yana gelişler, işbirlikleri, dayanışmalar oluştu.
Bunlardan biri Milli İttifak adını alan CHP, Sadet Partisi, İYİ Parti üçlüsünün oluşturduğu yüzde on seçim barajı ittifakı. Millet İttifak dışında bırakılan HDP ise seçim çalışmaları sırasında bu ittifakın fiili bileşeni oldu.
Bu daha çok, kötü insanların Cumhur İttifakının siyasallaşmış Kürtleri düşmanlaştırıcı, demokratik siyasetten tasfiye etmeye dönük baraj altında bırakma çabalarının sonuncunda oldu. Aynı zamanda siyasallaşmış Kürt kitlesinin politik duyarlığının seçimlerde kitli rol oynaması, Millet İttifakı acısında göz ardı edilemeyecek, yabana atılamayacak siyasal toplam olmasıyla ilgilidir.
Bir diğerini ise, HDP’nin, sosyalist çevrelerle ve farklı kesimlerle oluşturduğu “demokratik seçim ittifakının” kendi doğal sınırlarını aşması oluşturuyor. Bir anlamda HDP’ye seçmenin sandıkta göstereceği ilgi Türkiye’nin geleceğini esas olarak belirleyecek nitelikte bir sonuç olacak. .Bu seçimlerde kötü insanlar ittifakının panzehiri, HDP olacak gibi gözüküyor.
Türkiye, kötü insanlar ittifakı eliyle korku tünelinin zifiri karanlığına sürüklenmesinin önüne geçebilecek tutarlı, kapsamlı programatik ve aritmetik zemin HDP zeminidir. Millet İttifakının yakaladığı fırsatın hayat bulmasını HDP ile kuracağı işbirliği ve ilişki belirleyecektir. HDP’nin sandıklarda güçlü çıkması, programatik zemininin artan ölçülerde paylaşılır olması, seçim sonrası normalleşme sürecinin sağlıklı ve demokratik muhtevada ilerlemesini olanaklı kılacaktır. Bugün, Millet İttifakı’nın rotasını belirlemesinde dikkate değer güçte bir HDP’ye ihtiyacı var.