Neden özel kişisel bir siteye ihtiyaç duydum. Bu sorunun yanıtı Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasal atmosferle doğrudan ilgili bir tercih.
Sözün kıymetinin azaldığı, eleştirmenin, karşı çıkmanın, konuşmanın, yazmanın suçlama, yargılama ve tutuklama bahanesine dönüştüğütuhaf ve bir o kadarda “baskıcı” bir dönem yaşıyoruz.
Bu gericilik dönemini karakterize eden ikiTürkiye’ye özgün durum böylesine bir çabanın içine girmeme yol açtı.
Birincisi toplumun aşırı derecede siyasal kutuplaşması. Her tartışmada, her konuda, toplum derin ayrışma yaşıyor ve kutuplaşıyor. Adeta eski bir futbol tabiriyle ifade edecek olursam “takım tutar gibi taraf tutma” hali,insanların davranışlarını, tutumlarını belirliyor. İnsanlar konuşulana, yazılana değil, konuşana, yazana bakarak karar veriyor, tutum belirliyor. Bir makalenin, bir fikrin kıymetineyazıldığı gazete veya dergiye göre değer biçiliyor. Söylenenin, yazılanın içeriğiyle ilgilenen insanlarımızın sayısı her gecen günü biraz daha azalıyor.
Bu Kutuplaşma ve düzeysizlik hali, toplumda güvensizliği ve tarafgirliği derinleştiren sonuçlar doğuruyor. Bu akla mantığa ve bilme aykırı ayrışma ve kutuplaşmanın anlamsızlığı ve bulaşmama arzusu sözümü, duygumu ve düşüncemi özel ve özgün bir araçla kamusal alana taşımak arayışı bu çarpık duruma bir itiraz olarak gelişti.
İkincisi ise bukutuplaşma medya alanını çökertti. Ana akım medya olarak adlandırılan merkez medya yandaş medyanın kulluğuna takılmayı tercih etti. İtiraz ettiğimiz eski medya ortamını arar olduk. Medya sektörü tek tipleştirildi. İktidar partisi bülteni işlevi görmeye rıza gösteren ve bunun militanlığını yapan ana akım medya ile karşı karşıyayız. İktidarın borazanı olmayı kabul etmeyenler ya teslim alındı ve tam anlamlıyla etkisizleştirildi.
Muhalif medya sektörü ise etkisiz bir hayat sürdürmenin ötesine geçemez halde. Bu günkü siyasal ortamda barış ve hakikat gazeteciliği tam anlamıyla dizlerinin üstüne çökmüş durumda. Tutuklamalar ve baskılar esareti yarattı.
Yüz atmışın üzerinde gazetecinin hala tutuklu olması, OHAL ile mallarına el konulan, kapatılan medya kuruluşları gerçeği ve en son Cumhuriyet Gazetesi’nde yaşanan Nuray Mert’in gönderilmesi gibi vakalar bu günkü medya fotoğrafının iki ayrı parçası.
Sitenin kurulması macerası iştemedyanın bu durumuna da bir itiraz olarak gelişti. Bu her sözün gerçek değerini teslim etme çabası.