CELALLETTİN CAN’A MEKTUP

Celalettin, Haziran’da her şey güzel olacak

Kardeşim, bu sana beşinci mektubum. İkisini postayla gönderdim. Birine yanıt yazdın. Bende yanıtına yanıt yazdım ama sonrası gelmedi. Sanırım Cezaevi Mektup Komisyonuna takıldı. Diğerlerini de burada  internet siteme yazdım.

Sokakta karşılaştığım insanların sorularına cevap verememekten utanıyorum. Ortak tanıdıklarımız ya da seninle muhabbetimizi bilenler,  tutuklanmanla ilgili aklına hayaline gelmeyecek sorular soruyorlar.  Kafama takılanları Nimet’e soruyorum.  Nimet’in durumu da benden çok farklı değil.  Dosyandan büyük bir hukuksuzluk ve  keyfiyetten başka bir şey anlaşılmıyor.

Nasıl olurda bir zamanların en popüler Akil İnsanlar Heyeti üyelerinden biri  bu derece  keyfi,  bu kadar hukuksuz ve saçma sapan  bahanelerle tutuklanabiliyor, suçlanabiliyor ve aylarca cezaevinde yatırılabiliyor.   Tabi senin sağlık durumunun kötü olduğunu  ve acili tedavi görmen gerektiğini  duyanlar  daha fazla telaşa ve  kaygıya kapılıyorlar.

Bilirsin tez canlı ve telaşlı biriyim. 78’ler Girişim’inden birini her gördüğümde onlarla tedirgin konuştuğumu bu pazartesi Nimet’in seninle görüşten döndüğünde karşılaşmamda fark ettim. Senden tatsız bir haber alma tedirginliğini yaşıyorum. Bu mektubu yazarken  tedavi için yeterli jandarma olmadığı bahanesiyle Çaba’ya getirilmediği öğrendim. Allak bullak oldum.

Yirmi kusur yıl cezaevinde yatan ve  ne zaman ifade için çağırdılarsa giden senin,  olmayan delilleri karatma ve kaçma olasılığın bahane edilerek  tutuklanman  zerrece inandırıcı değil. Bunu tutuklanmanı isteyenler de, karar verenler de çok iyi bilirler. Senin polislere  “burası benim memleketim, hiçbir yere gitmem ve başka da bir yerde de yaşayamam”  söylediğini duyanlar çevremdeki insanlar  “bu nasıl bir kötülük”  biçimde tepki gösteriyor.

Kardeşim,  Mayıs ayı sonunda Barış Vakfı’ndan bir grup arkadaşla  Filistin Büyükelçisine taziye ziyareti için  Ankara’daydım. Dönüşte uçakta,  iktidar partisinin  iki milletvekiline  seninle ilgili bir iki soru sordum.  Tahmin edeceğin gibi  yanıt  veremediler. Biri   “son aylarda Celalettin, Reisi kızdıracak konuşma yaptı mı” diye sordu. Sen şimdi kim bu diye merak edeceksin ama adamcağızı yakmayalım Milletvekili adayı, ne olur ne olmaz belki yine bakan olur, Reis duyarsa üzerini çizer. Çıkınca seninle çok sık yaptığımız gibi simitli çaylı sohbetlerimizde detaylı anlatırım.

Ama ne cevap verdiğimi yazayım:  Bakan Bey bu soruyu bana niye soruyorsun, Reisinize sorsanız daha doğru cevap alırsınız. Hem ne zamandadır  “Türk mahkemeleri Reisin kişisel tepkilerine, duygularına göre insanların tutuklamasına karar veriyor.  Artı kanunların yerini,   Reisin duyguları, tepkileri,  aldığını mı  ima etmeye çalışıyorsunuz” diye sordum. Bin pişman oldu. Sessizce “bu konuşma burada kalsın” diyerek konuyu değiştirmeye çalıştı. Yanındaki arkadaşı anlamlı bir bakış attı bana konu kapandı.

Aslında bu sözlerle memleketin halini ortaya koyuyor.  Ancak, vakit geldi, artık rüzgâr değişimden yana esiyor. Reise, millet  Haziran’da TAMAM diyecek. Bu kez sandıktan korku rejimine onay çıkmayacak.   Sana, “BİZE” büyük kötülükler yaptıranlar, yapanlar zalimliklerinin bedeliyle tanışacaklar. Bunun heyecanı içindeyiz.  Kardeş, sen de dışarıda olsaydın benimle aynı  heyecanla 24 Haziran akşamını beklerdi.

Kendine dikkat et. Bekleyeni çok sevgili kardeş.26 Haziran 2018 Salı Silivri’de görülecek ilk duruşmana seni almaya geliyoruz. Sevgiler.