Muhaliflerin seçimlere çoklu listeyle girmelerinin tehlikeli riski

“Emek ve Özgürlük İttifakı’nın iki ayrı liste ile seçimlere girmesi ve Kürtlerin muhtemelen Meclis’te 3-5 daha az milletvekiliyle temsil edilmeleri durumunda, bunun siyasal anlamının ve sonuçlarının ağırlığı çok daha kapsamlı ve derin olacaktır.”

Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi’ne geçilmesi ve Cumhurbaşkanı’nın ilk turda seçilmek için geçerli oyların en az yarısından bir fazlasını (%50+1) alması şartı nedeniyle iktidar partisi AK Parti seçimlerde ittifak sistemini geliştirdi. Esas gerekçe cumhurbaşkanı seçimlerinde aranan %50+1 oya ulaşmayı kolaylaştırmaktı. Aynı zamanda seçimi kazanan cumhurbaşkanının TBMM’de çoğunluk desteğini alabilmesini sağlamaktı.

Evdeki hesap çarşıya uymadı. 2018 seçimlerini, Yüksek Seçim Kurulu’nun yasa dışı olarak mühürsüz oyları geçerli sayması kararıyla kazanan Cumhur İttifakı, yaklaşmakta olan tehlikeyi fark ederek seçim yasasında yeni bir düzenleme yaptı.

TBMM’de 31 Mart 2022 tarihinde kabul edilen 7393 sayılı Milletvekili Seçimleri Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile ucube bir sistem icat etti.

Kanun değişikliğinin ilk maddesinde, 10 Haziran 1983 tarihinde %10 olarak konulan ve dünyada başka bir örneği olmayan milletvekilleri seçimlerindeki ülke barajı %7’ye indirildi.

Kanunla il, ilçe ve sandık kurullarının oluşumlarında seçim güvenliğinin tartışılmasına yol açan bir dizi düzenleme yapıldı.

Ancak esas büyük hileye kanunun ikinci maddesinde başvuruldu. Kötülük iktidarı, kötülüklerine yenisini ekledi.

Seçim yasasına “İttifakın aldığı oy toplamı genel barajı geçtiği takdirde, seçim çevrelerinde milletvekili hesabı ve dağılımı, ittifak içerisinde yer alan her bir partinin o seçim çevresinde almış olduğu oy sayısı dikkate alınarak üçüncü fıkra hükümlerine göre yapılır” hükmünü ekledi.

Bunun anlamı şu: İttifaklar, seçimlere giren partilerin milletvekili seçimlerinde %7 ülke barajını aşmasına katkısı olacak, ancak milletvekili dağılımı hesaplanmasında katkısı olmayacak. İttifak yapan partilerin her birinin oyu bağımsız ve ayrı sayılacak. Bu durumda seçimlere ittifakla girmenin ülke barajını aşmak dışında bir anlamı olmayacak. Herhangi bir parti, illerde milletvekili çıkarabilecek kadar oy alabilirse, milletvekili kazanacak. Alamazsa, oyları ittifakın oy hanesine yazılmayacak, yani heba olacak. Bu durumda oylar o seçim bölgesinde birinci partinin fazladan milletvekili çıkarmasına yarayacak.

Buna göre üç ayrı (Emek ve Özgürlük, Millet ve Sosyalist Güç Birliği) ittifaktaki muhalefet partilerinin milletvekili seçimlerine ittifak şemsiyesi altında ancak kendi parti ve logolarıyla seçimlere girmelerine nasıl bir anlam atfedilebilir.

14 Mayıs 2023 seçimlerinin yüz yılın en kritik seçimleri olduğunun farkında olan ve bunu her fırsatta tekrarlayanların kendi partilerinin ihtiyaçlarını İttifakların asıl hedef ve amacının önüne geçirmiş olmasından başka bir anlam atfedebilmek mümkün değil.

İttifak partilerinin birden çok listeyle milletvekili seçimlerine girmeleri iki sonuca yol açacaktır.  İlki ittifak bileşenleri parti seçmenlerini ortaklaşılan cumhurbaşkanı adayına oy vermeye ikna etmekte ve ortak hedefe odaklanan seçim kampanyası yürütmekte, tek listeyle seçime girmeye göre zorlanacaklar.

Aynı zamanda iktidara, muhalefetin aleyhine kullanacağı bir koz vermiş olacaklar. Bu gibi konularda iktidar partisinin hala marifetli olduğunu her zaman akılda tutmak gerek. Çoklu cumhurbaşkanı adayı olduğu seçim koşullarında ittifak partileri arası rekabetin öne çıkması, muhalefete zarar verici bir etken olabilir.

Muhalefet ittifaklarının çoklu listeyle milletvekili seçimlerine katılmaları halinde, Cumhur İttifakı partilerinin fazladan milletvekili çıkarmasına yol açılması Meclis aritmetiğinin AK Parti lehine değişmesine yol açma riski, siyaseten üstlenilebilecek bir risk olamaz. İktidarın kötülüklerinden kurtulmak isteyen seçmen bu konuda tolerans göstermez.

Şu bilinmelidir ki, Cumhur İttifakı’nın ülkeyi biraz daha cehenneme çevirmesini

kolaylaştıracak, kötülüklerine yol verecek hiçbir hatayı, yanlışı bu ülkenin

demokratik muhalefeti affetmez.”

 

Seçimlere 45 gün, milletvekili listelerinin Yüksek Seçim Kurulu’na teslim edilmesine bir hafta kaldı. Muhalefet partilerinin oluşturduğu iki büyük ittifakın hala durumlarını netleştirmemiş olmaları bir sorun. İktidar, muhalefetin enerjisini esas hedeften uzaklaştıran gereksiz ve anlamsız işlere aktarıyor olmasından oldukça memnun görünüyor. Büyük bir heyecanla sonuçlarını bekliyor.

Şu bilinmelidir ki, Cumhur İttifakı’nın ülkeyi biraz daha cehenneme çevirmesini kolaylaştıracak, kötülüklerine yol verecek hiçbir hatayı, yanlışı bu ülkenin demokratik muhalefeti affetmez.  Küçük hesapların, kaprislerin, çekişmelerin zamanının olmadığı konusunda bir an önce anlaşılmalı, ittifaklar mümkün olduğunca az çoklu listeyle seçimlere katılmalıdır.

İttifakların milletvekili seçimlerine çoklu listeyle katılmaları durumunda, Millet İttifakı’nda CHP’nin, Emek ve Özgürlük İttifakı’nda HDP’nin daha az sayıda milletvekiliyle temsili yüksek olasılık.

Sosyalist Güç Birliği’nin ise bugünkü koşullarda kendisini saydırmanın dışında seçimlere girmesinin makul, mantıklı ve sahici izahı olamaz.

Bu yazıyı yazmaya başladığımda Emek ve Özgürlük İttifakı içinde yer alan EMEP’in ittifakın karma  (Yeşil Sol Parti) listesinden seçime katılma kararı aldığı duyuruldu. Bu önemle alkışlanacak, değerli bir karar. TİP’in de hızla benzer bir karar alması barış, özgürlük ve eşitlik mücadelesi yürütenleri ve hedefleri “demokratik başka Türkiye” inşa etmek isteyenleri rahatlatacaktır.

EMEP’in kararında da belirtildiği gibi bu seçimlerden Emek ve Özgürlük İttifakı’nın mümkün olduğu kadar güçlü çıkması ve TBMM’de etkin temsil edilmesi önem arz ediyor. Kötülüklerin iktidarının yerine kurulacak yeni iktidarın ne derece iyiliklerin iktidarı olacağını belirleyecek olanlardan birinin de bu olduğu çok açıktır.

Emek ve Özgürlük İttifakı’nın iki ayrı liste ile seçimlere girmesi ve Kürtlerin muhtemelen Meclis’te 3- 5 daha az milletvekiliyle temsil edilmeleri durumunda, bunun siyasal anlamının ve sonuçlarının ağırlığı çok daha kapsamlı ve derin olacaktır.

Mevcut seçim sistemiyle Emek ve Özgürlük İttifakının çoklu listeyle seçimlerde “kazan kazan” veya “tek bir oyun dahi boşa gitmeyeceği” bir formülü üretebilmesi imkânsız. İttifak bileşenleri bu nedenle üzerlerine düşeni değil, daha fazlasını yaptıklarında anlamlı bir siyasal tutum takınmış olacaklardır.