Osman Kavala Davası
“Türkiye’nin siyasal krizinin yargı ayağının kristalize olduğu bu davalar, aynı zamanda siyasal gelişmelerin yönünü belirleyen nitelik ve kapsamdadır
Gezi davasının tek tutuklusu, sivil toplum yöneticisi ve iş insanı Osman Kavala’nın garabetlerle dolu durumu üzerine yazılmamış ve söylenmemiş söz kalmadı.
Türkiye’de bugün tutuklu siyasetçi dendiğinde akıllara ilk gelen siyasetçi HDP eski Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, sivil toplum örgütü yöneticisi ve iş insanı ise Osman Kavala.
Gezi davası, Osman Kavala davasına dönüştü. Haklarında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen 16 sanık tutuksuz tek tutuklu sanık Osman Kavala olması, böyle anılmasına yol açtı. Bu açıklanması zor ve büyük bir garabet. Tek başına 743 gündür tutuklu.
Osman Kavala ’nın Yurt içinde ve yurt dışında çok farklı ve geniş kesimlerce tanınması ve davayla kendisine ve ülkeye yapılan büyük kötülük buna yol açtı.
Türkiye’nin siyasal krizinin yargı ayağının kristalize olduğu bu davalar, aynı zamanda siyasal gelişmelerin yönünü belirleyen nitelik ve kapsamdadır. Bu, davanın Türkiye kamuoyu kadar, Batı kamuoyunun da yakında takip etmesinin ve önemle üzerinde durmasının nedenini oluşturuyor.
15 Temmuz darbe girişimi davaları ve FETO soruşturmaları devlet kurumlarının dizayn edilmesi maksadıyla yürütülmesine paralel, bu türden davalar da siyasete, sivil topluma yargı eliyle şekil verme amaçlı davalardır.
Bu nedenle, devletten 4 yıldır temizlenmeye çalışılan FETO örgütünün firari savcı Muammer Aktaş’ın 2013 Haziran sonunda başlattığı ve aynı örgüt mensubu polis ve hakimle ortaklaşa yürüttüğü soruşturmanın kapatılan dosyası, 2017 yılında iddianameye dönüştürülerek, hazırlayan savcının tanımıyla yeniden kıymetlendirildiği anlaşılıyor.
Siyasetin kapanında yargı
Soruşturmanın ilk gününde itibaren bizzat Cumhurbaşkanı, açıklamalarıyla soruşturmaya müdahil oldu. Osman Kavala daha emniyette gözaltındayken ilk açıklamasını yaptı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hükmü verdi: “Türkiye’nin Soros’ u ve Taksim olaylarının arkasındaki kişi” türü açıklamalarda bulundu. (24.10.2017). İlk duruşma günü benzer bir açıklama yaptı.
22 Mayıs 2019 günü Anayasa Mahkemesi Osman Kavala ‘nın kişi hürriyeti ve güvenliğinin ihlal edildiğine ilişkin yapılan başvuruyu 5’e karşı 10 oy ile reddetti.
Anayasa Mahkemesi Başkanı ve Başkan Yardımcısı; Gezi Protestolarının Osman Kavala tarafından finanse edildiğine, Gezi Protestolarının hükümeti devirmek amacıyla gerçekleştiğine ilişkin dosyada ikna edici herhangi bir delil olmadığını belirten karşı oy gerekçesi yazdı.
Osman Kavala’ nın yargılandığı 30. İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı, 24 Haziran 2019 ve 18 Temmuz 2019 tarihli duruşmalarda Osman Kavala’ nın tahliyesi yönünde oy kullandı.
Her iki duruşmada, “suçun vasfının değişme ihtimali” gerekçesiyle Osman Kavala’nın tahliye edilmesi yönünde oy kullanan Mahkeme Başkanı Mahmut Başbuğ, Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafında görev değişiklik yapılması üzerine 8 Ekim 2019 tarihinde yapılan son duruşmada mahkeme heyeti, oybirliğiyle Osman Kavala’nın tutukluluğunun devamına karar verildi.
Bunlar yeterli ve birçok şeyi anlatıyor. Anayasa Mahkeme eski Başkanı Haşim Kılıç’ın tabiriyle “kuşatılmış yargı” kararlarıyla Osman Kavala’nın tutukluluğu bir “öç almaya, intikam” davasına dönüştürüldü. Hukuk hak getire.
Not: Bu yazı 13 Kasım 2019 tarihinde BİR YOL yayınlandı