BİR YOL GAZETESİ

Merhaba

Umudu büyütmek için yola çıktık. Hedefimiz insanca yaşam.

Büyük emek ve cesaret gerektiren bu yolculuk. Bir o kadar da heyecanlı ve zorlu   yolculuk. Sayısızca tattığımız duygular, savuşturduğumuz zorluklar bunlar.

Gücümüz, zulme boyun eğmeyenler, dilsiz şeytan olmayanlar, insan kalmayı bu dünya nimetlerine tercih edenlerin dayanışmasından ve ideallerinde alırız.

En temel hakları yok sayılanların, sofrasındaki ekmeğine göz koyulanların, üstlerinde İnsansız Hava Aracı dolaşanların, kayyımlarla siyasi iradeleri yok sayılanların, tecavüz ve taciz edilen kadınların, kısaca muktedirlerin ötekiler olarak kotladıkları sesi duyulmayanların sesi olmak için yola koyulan Bir Yol Gazetesi kervanına katıldım.

Türkiye’nin kapısına dayanmış olan büyük tehlike ancak demokrasi, eşitlik, özgürlük, barış ve adalet değerlerini her yerde herkes ve her koşulda savunanların imcesiyle püskürtülebilir.

Bir yolun harcını karar dostum Vedat Kara’nın on yıldır kafasını meşgul eden günlük Alevi Gazete’ni nasıl çıkarabilir sorusu yanıtı buldu ki, beni de bu kervana davet etti.

Vedat ile kısada olsa YOL TV’de birlikte çalıştık. Bana öneri yaptığında “kardeş ben Alevi değilim, nasıl olacak diye sordum.

Daha da ötesi herhangi bir inanç bağlamında siyasal analiz ve yorum yapmaktan, önermede bulunmakta, siyasal, sosyal, kültürel değerlendirme yapmaktan fazlasıyla uzak bir kişiyim.

Sosyalistim, iflah olmaz barış savunucuyum.

Savaşa, her türlüğü sömürüye, şiddette, çatışmaya, ayrımcılığa, cinsiyetçi yaklaşımlara, mezhepçiliğe, mülteci karşıtlığına, ırkçılığa amasız, fakatsız karşı bir kişi olduğum Bir Yol Gazetesi’ne davet ettiğini, çünkü bunların tümünün Alevi inancının bir parçası ve gazetenin ortak değeri olduğu söylediği için buradayım.

Türkiye’de artık çok satan gazeteler, eskiden ne kadar varsa o kadar gazete olma özelliklerini yitirdiler.

Toplumun, gerçeğin kırıntısından dahi haberdar olmaması misyonunu üstlenmişler.

Çok satan gazete bugüne kadar hiçbir zaman gerçeği yazmadılar. Ama kabul etmek gerekir ki, hiçbir dönem bu kadar pespaye, çapsız değillerdi.

Parti bülteni olmayı bu derece sevmediler. Kendi partililerinin dahi çoğu zaman itibar etmediği kâğıt parçasına dönüştüler.

Bunlardan uzak duran, direnen, gerçeğin sesi olmaya çalışan çok sayıda farklı mecralarda gazetecilik yapan, risk alan dostlarımız, arkadaşlarımız büyük emekle var olmaya, direnmeye çalışıyorlar, gazetecilik yapıyorlar.

Kele koltukta gerçeğe ulaşmaya ve okuyucuya ulaştırmaya çalışıyorlar. Risk alıyorlar.

Gazeteci her dönem risk alarak mesleğini yapar. Türkiye’de uzun dönemdir gazeteciliğin kendisi suç.

Bin bir emekle var edilen bu gazetelerin etki alanlarını, olanaksızlar ve siyasal baskıların yanı sıra iktidarın toplumu kutuplaştıran politikalarının etkisiyle, gazeteciliği muhalif olmaya indirgemeleri fazlasıyla sınırlıyor.

Bugün Türkiye’de, inşa edilen korku rejimiyle siyasal, sosyal, kültürel ve toplumsal değerler sisteminde büyük bir altüst oluş yaşanıyor.

 

Bu durumun kendisi bile meselenin özünün muhalefet yapmak olmadığı gösteriyor.

Türkiye has muhalefet gazeteciliği iddiası, bir yanıyla gazeteciliğin evrensel değerlerini, kriterlerini yeniden var etmeyi kaçılmaz kıldı.

Buna katkı sunmak amentümüz olduğunda ve bunu başardığımızda Türkiye içinde bulunduğu girdaptan çıkış yoluna girecektir.

Zoru başarmak, değerlerimizle yol almak mecburiyetindeyiz.