Geniş kitlelerin hafızlarında bu yılın newroz etkinliklerin de geriye ne kaldı sorusu ana akım medyanın haliniyeterince ortaya koyuyor. Medya toplumsal algının ve hafızanın oluşmasında her zaman en önemli aktörlerden biri olmuştur. Medya, olayları ve gelişmeleri topluma nasıl sunuyorsa, haber alma olanakları sınırlı geniş kitlelerin toplumsal algısı da öyle oluşuyor.Günümüzde özellikle de görsel medya, toplumsal hafızanın oluşmasında etkin rol oynuyor.
BirkaçgündürTürkiye’nindörtbiryanındagerçekleşenbüyük, kitlesel newrozetkinlikleri sonrasındaFırat’ınbatısında insanların hafızasında Newroz’dan geriyekalan fotograflara birgözatalım.
Hiç kuşkusuzki, ağırlıkla ikifotoğraf karesi yeretmiş durumda. Birincisi eski özel harekâtçı, polis memuru Ayhan Çarkın, İstanbul Zeytinburnu’ndaki Newroz etkinliğine ailesiylebirlikte katılması ve sonrasında medyakuruluşlarına yaptığı açıklamalar.
Diğeri ise, Batman’daki newrozetkinliliğine polisin müdahalesi sırasında BDP Meclisgrupbaşkanvekili Bengi Yıldız’ın, elindebulunan taş ile Silopi gösterisine gazbombası ve su ile müdahale eden güvenlik güçlerinin şefi Başkomiser Murat Çetiner’e BDP İstanbul milletvekili Sebahat Tuncer’in tokatatlaması sırasında çekilen kareler kaldı.
Ana akım medyanın halleri
Ama 2011 newrozu bunlardan mı ibaret? Bölgede neredeyse tüm yerleşimyerlerinde meydanlara öküleninsanlarıg örmemek, Diyarbakır’da, Zeytinburnu’nda, Van’da, alanlara akanyüzbinlerce insanın tekdilden haykırışlarını gazetelerde birkaç cümleyle, televizyonlarda birkaçsaniyeyle geçiştirmek nasılbir gazetecilik? Ana akım medyanın, kaptan koltuğunda oturanlardan kaçı, hükümet ya da ana muhalefet partilerinin, Diyarbakır veya Kazlıçeşme’detoplanan kalabalığa yakın her hangi mitingini canlıyayın veya birinci sayfadan vermeden oturdukları koltuklarında oturmaya devam edebilir?
KonuK ürtMeselesi, öznede BDP ya da Kürt hareketi olduğunda görmeme, çarpıtma veya tekyanlı haber yapmak, medya kaptanlarının koltluklarını korumalarını sağlayabilir. Ama, Türkiye’ye kaybettirdiğini 30 yıllık Kürt savaşıgerçeğinin şimdiye kadar öğretmiş olması gerekirdi.
Çünkü KürtSorunu’nunçözümünü zorlaştıran en önemli sorunlardan biri de toplumsal algı farklılaşmasıdır. Olaylara ve sorunlara Fırat’ınbatısıyla, doğusunun yaklaşım, algılama farklılığı derinleştiği ve aralarındaki açı genişlediği ölçüde çözümzorlaşıyor, toplumsal tahammülsüzlük artıyor. Bunda da medyanın önemli rolüolduğu artık tecrübelerimizle sabit.
SebahatTuncer’in polis şefiylekarşıkarşıgelmesürecininyalınbirbiçimdeaktarılmaması, yanlıaktarılmasıFırat’ınbatısındanefretin, linçkültürününgelişimineçanaktutuyor. Bu rolükabuleden, içinesindirenmedyanındahasonralinçlerden, toplumdayaygılaşannefretsuçlarındanşikâyetetmeleriveyakınmalarıoldukçatuhafoluyor.
ÇözümyılıveKürtlerinkendiçözümü
Kanatimce newroz haberlerindeki esas sorun, meydanlarda toplanan Kürt kitlesinin ve kürsülerde konuşan Kürt siyasetçilerinin, 2011 newrozunda bütünTürkiye’yev erdikleri mesajın, ana akım medyada görülmek istenmemesidir.
Verilmek istenenmesaj, BDP eşbaşkanları, Selahattin Dermirtaş’ınve GültenKışanak’ın, newroz konuşmalarındaki “2011 yılı KürtSorunu’nun çözümyılı olacak, 2012 yılına Kürt Sorunukalmayacak. Ya devlet çözecek ya da Kürtler kendiçözümünü yaratacaklar” sözleridir. Bu sözlere benzer laflarının, newroz etkinliklerinden iki günönce PKK lideri Abdullah Öcalan’ın avukatlarına etmiş olması BDP eşbaşkanlarının sıradan sözleri olmadığını gösteriyor. Bunu Öcalan’ın aynı görüşmede ettiği “artık devletlet eknik konuları görüşmeyebaşladık” sözleriyle birlikte düşünüldüğünde ana akım medyanın bunu önemsememesi izaha muhtaç bir durum olsa gerek. Bu sözler, Kürt Sorunu’nun “çözüm” süreçine girildiğinin Kürt harekeketinin enyetkili ağızları tarafından ifade edilmesidir. Bunu görmeyen medya, acaba çözümü mü istemiyor? Nerede “silahlar sussun, siyaset konuşsun” diyekampanya yapan, manşetatan medya.
Medyanın, Kürtsiyasetçilertarafındanverilenmesajıngörülmemesiniönemlikılanesasbirbaşkaetkenise, Kürtsiyasetçilerin “Yadevletçözecekya da Kürtlerkendiçözümünüyaratacaklar” sözlerindekifilminkopabileceğinedairuyarılarıdır. Bu aynızamandabaşkabirşeyeişaretediyor, “Kürtlerartıkyetersabrımızkalmadı” diyehaykırıyorlar. Bunugörememekveanlamamayaçalışmakçözümsüzlükteısraretmekleeşdeğerdir.
AlanlardatoplananmilyonlarcaKürt, taşıdıklarıpankartlarla, attıklarısloganlarla, kimliklerine, kültürlerinesahipçıkmaklakalmadılar, çözümünadresiniveyolunugösterdiler, “AdresÖcalan, çözüm, demokaratiközerklik”. Ana akımmedya, KürtlerinAKP’ninoyalayıcıtutumukarşısında, kendi çözümlerini üretmeleriyle ilgilenmediği için yalnızca Bengi Yıldız’ın ve Sebahat Tuncel’in tavrıyla ilgileniyor. Gazeteciliğiayrıntıylailgilenmeyeindirgeyerek, gazeteciliğin toplumsal işlevini es geçmeyi tercihet mek çözümsüzlükte direnmeye omuz vermek olduğunun farkındamı değiller. Bu yıl, newroz etkinliğininde bütününü görmemek, ağaçlardan ormanı görememek gibi birşey oldu.
23 Mart 2011
Kaçak Haber