İZLENİM

AKP’de değişen fazla  bir şey yok

Kürt Meselesi’nde Ankara’nın yürüttüğü  trafik, yazılı ve görsel medyada  “PKK’nin nasıl, hangi yöntemle ve hangi zaman dilimi içinde silahları bırakacağı” biçiminde geniş yer buluyor. PKK,  Öcalan ve  BDP ile  yapılan  görüşmelere   dayalı binbir çeşit   senaryo  yazılıyor.Hükümetin çeşitli açıklamaları da   bunları güçlendiren nitelikte ve kapsamda.

30 yıldır  süren şiddet ve çatışmaya son verilmesi doğrultusundaki arayışlar ve çabalar bütün ülke insanı için hayati öneme sahiptir. Aynı zamanda  en ivedi bir sorındur.

Kaygılar

Ancak sorunun, salt güvenlik konsepti kapsamında ele alınması,  yakın ve uzak dönemden ders çıkarılmadığını  gösteriyor. Bu, bu fırsatın da her hangi bir ilerleme sağlamadan  kaçırılması olasılığını güçlendiriyor.Bunun doğal sonucu da toplumda  var olan güvensizliğin  ve Kürt  Sorunu’nun derinleşmesidr.

Silahlarının kalıcı susması, şiddetin ve çatışmanın devre dışına çıkarılması için sorunun esasını oluşturan siyasal, sosyal, kültürel alanda hükümetin “açılıma” gitmesi zorunludur.Bundan kaçınmaya çalışmak geçmişin tekrarıdır. Sorunun bu boyutları gözardı edilerek, ya da bu konularda yapılabilecekler  ve yapılması gerekenler  ötelenerek, güvenlik konsepti içinde kalınarak alınacak önlemlerin bir işe yaramadığı görüldü.

Bu düşünceleri aktarmak üzere  Türkiye Barış Meclisi (TMB)  ilk elden  CHP Genel Başkan Yadımıcı  Gürel Tekin,  AKP Genel Başkan Yardımıcı Hüseyin Çelik ve EDP Genel Başkanı Ziya Halis ile 29 Eylül 2010 Salı günü bir dizi görüşme planladı.

CHP’den  randevu bekliyoruz

CHP Genel Başkan Yardımıcı  Gürel Tekin, saat:11.00’deki  görüşmeyi  bir saat kala iptal etti.Gerekçe olarak, CHP  Genel Başkan Kemal  Kılıçdaroğlu’nun  görüşme için Hakkı Süha Okay’ı görevlendirdiğini bildirdi. Okay’dan da heyete  herhangi bir görüşme talebi gelmediği için görüşme gerçekleşmedi.Türkiye Barış Meclisi CHP’den gelecek cevabı bekliyor.

Bu gelişme 2005 yılı yazında o dönemin  CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen ile yine Kürt Sorunu konusunda bir grup aydının yapacağı görüşmenin iptal edilmesi akıllara getirdi.

Diyaloga açık kapı

Metin Bakkalcı, İmam Canpolat, Selma Güngör, Abdullah Kahraman ve benden oluşan TBM heyeti olarak bunun  üzerine ilk olarak, EDP Genel Başkanı Ziya Halis ile görüştük.Özetlediğim görüşleri kendisine aktardık.

Daha sonra heyet,  AKP Genel Başkan Yardımcı Hüseyin Çelik ile parti genel merkezinde  bir buçuk saat süren bir görüşme yaptı. Böylesine kritik bir aşamada bu görüşmenin kendisi oldukça önemli buluyoruz.

Sözcümüz Metin Bakkalıcı’nın yukarıda özetlediğim görüş ve kaygılarımızı aktarmasından sonra, Hüseyin Çelik’in, içratın içinde programına benzer biçiminde hükümetin bugüne kadar yaptıklarını anlatması ve ne türden zorluklarla boğuşarak ilermeye çalıltıklarını aktarması kaygılarımızı haklı gösteren konuşma oldu.

Kürt  Sorunu’nun çözümü noktasında  Çelik’in sözünü ettiği zorluklar ciddi oranda söz konusudr. Özelik muhalefet partililerin ve devlet burokrasisinin soruna yaklaşımı çözümü daha da zorlaştırmaktadır. Ancak Çelik’in, “biz Türkiye partisiyiz, bütün Türkiye’nin hassasiyetini gözetmek durumundayız” tarzındaki açıklamaları, AKP’nin Kürt Sorunu’ndaki problemine işaret etmektedir. Oy hesabı yapılarak Kürt Sorunu’nda atılacak adımlar oldukça sınırlıdır. Zaten kendileri de bunların büyük bölümünü attıklarını iddia ediyor. Geriye silahların bırakılması kalıyor. Sorun da burada çıkıyor.

Çelik’in konuşmasında gördüğümüz ikinci büyük sorun ise,  “AKP, 8 yılık  hükümet döneminde kendi yanlışına dair bir söz kurmuyor. Eksiklikleri ve yanlışları karşı tarafta arıyor. Bu ya BDP, ya PKK  ya da AKP’ye direnen devlet burokrasisi oldu.

Kısacası  görüşmenin kendisi ve  diyalog kurulması ilk adım olarak kayde değer gelişmedir. Ancak en azından son bir yıldır yaşanmışlıklardan  ciddi ders çıkarılmamış olması, heyetimizde AKP cephesinde değişen ve yeni bir şey yok duygusunu yarattı.En azından bize yansıtılan bu oldu.  Bunu değiştirmeden çözüm yolunda ilerlemek ise mümkün değil.

30 Eylül 2010