CUMMHURBAŞKANI GÜL, AKP’DEN YANA TAVIR ALACAK MI?

Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un 26 Haziran Cuma günü karargâhında düzenlediği basın toplantısı, bugünlerde tırmanışa geçen asker ve sivil otorite arasındaki gerilimin sinyallerini vermişti. Albay Dursun Çiçek’e ait olduğu iddia edilen planı, Genelkurmay  Başkanı “kağıt parçası” olarak ilan etti. Böylece hükümetin konuya gösterdiği hassasiyeti önemsemediğini ya da bu konuda hükümetin takındığı tutumu benimsemediğini gösterdi. Genelkurmay Başkanı bununla da sınırlı kalmayıp, konuyu 30 Haziran’da yapılacak MGK toplantısına getireceğini duyurdu. Aynı günün sabahı TBMM’de “asker kişilerin, sivil mahkemelerde yargılanmasına” olanak veren yasanın kabul edilmiş olması ise tansiyonu yükselti.

Başbakan Erdoğan ise, Genelkurmay Başkanı’nın bu açıklamalarına karşı, belgeyle ilgili sivil yargı sürecinin bitmediğini hafta sonu yaptığı üç ayrı konuşmada özel olarak vurgulayarak “çatışmanın” süreceğinin işaretini verdi.
Salı günü yapılan MGK toplantısının sürdüğü saatlerde Albay Dursun Çiçek’in Ergenekon savcılarının isteği doğrultusunda İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tutuklanması gözlerin, yayımlanacak MGK bildirisine çevrilmesine neden oldu.

Ancak MGK toplantısından, beklendiği gibi askerlerin rahatsızlığını giderecek açıklama çıkmadı. Zaten herkesin de kabul ettiği gerçek, MGK’da süren tartışmaları, ne MGK’nın resmi gündeminin, ne de sonuç bildirisinin yansıtıyor olmasıydı. Hatta söz konusu belge MGK’nın resmi gündeminde dahi yoktu. Bunlar da MGK’da, sivil ve askeri otorite arasında süren tartışma ve pazarlığın kamuoyunun bilgisi dışında olduğunu gösteriyor.
Ancak gerçek olan şu ki; bu iki güç arasında ciddi bir “çatışma ve pazarlık” söz konusu. İkincisi de bu pazarlık sürecinde, Cumhurbaşkanı’nın inisiyatif aldığıdır.
Pazarlığın görünür konusu, Meclis’te yapılan değişiklikle askeri mahkemelerin yetkilerinin sınırlandırılması ve sivil yargının bazı suçlarda askerleri de kapsar hale getirilmesi. Askerlerin Cumhurbaşkanlığına seçilmesine ciddi direniş gösterdiği Abdullah Gül’den şimdi, rahatsızlıklarını gidermek için medet umar duruma düşmeleri dikkat çekicidir. Daha açıkçası MGK toplantısı sırasında Albay Dursun Çiçek’in tutuklanması, kamuoyu tarafından askerlerin inisiyatifi yitirdiği şeklinde algılandı. Bir gün sonra Çiçek’in tahliye edilmesi bu durumu şimdilik değiştirmedi.
Başka bir gerçek ise MGK toplantısının asıl gündeminin Irak ve PKK konusu olduğudur. Ancak MGK bildirisinde buna dair neredeyse hiçbir şey yok. Bu konuda Gül’ün bir süre önce “iyi şeyler olacak” açıklamasını ve aynı gün Ankara’da, ABD yetkililerinin görüşmeler yaptığını dikkate aldığımızda, Kürt meselesinde neler konuşulduğu, sivil otorite ile askeri otorite arasında nelerin pazarlık konusu edildiği merak konusudur. Anlaşılan bunları daha uzun süre öğrenemeyeceğiz. Ama bunun, üzerinde fırtınalar kopan “belge”den daha önemsiz bir konu olduğunu hiç kimse iddia edemez.
Şimdi gözler Cumhurbaşkanı Gül’ün, onaylamak için önünde bekleyen yasa konusunda nasıl bir yol bulacağına çevrilmiş durumda. Askerlerin rahatsızlığını da dikkate alan ama, AB sürecinin gereği olan yasal düzenlemeye ilişkin, kamuoyunda hükümetin elini güçlendirecek bir yol bulması, hiç kuşkusuz Abdullah Gül’ü devletin başı olarak güçlü kılacak. Bu durumdan AKP’nin başı olarak Erdoğan’ın ne kadar memnun kalacağı ise çok kuşku götüren bir konu. Gül’ün Kürt meselesinde inisiyatif almasından rahatsız olduğu gibi, Erdoğan’ın bundan da rahatsız olup olmayacağını kısa süre sonra göreceğiz. Eğer beklenenin aksine Gül, AKP’yi  zor durumda bırakacak bir karar alırsa, AKP’nin daha da zorlanacağı kesin. Kısacası Cumhurbaşkanı’nın bulacağı yol, takınacağı tutum hem kendisi açısından ama daha çok AKP açısından yeni bir eşik olacağa benziyor.
Böylesine gergin ve tarihi bir süreçte, MGK toplantısı sonrası Genelkurmay Başkanı, Başbakan, Adalet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı’nın Cumhurbaşkanı’nın başkanlığında yaptığı mini zirveden sonra, dün Cumhurbaşkanı’nın Başbakan’la görüşmesinde önce Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve Devlet Bakanı Cemil Çiçek ile toplantı yapması ise gerginliğin ve pazarlığın derinliğini gösteriyor olsa gerek.