6 Mart 2009
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’nın, Zincirlikuyu, Söğütluçeşme metrobüs hattını açılışında açılan “Son Osmanlı Padişahı 1. Recep Tayyip Erdoğan” pankartı, “yeni Osmanlıcılık” tartışmasını yeniden gündeme getirdi. İnternet sitelerinde bu tartışmadan geçilmiyor.
Parti görevlileri, pankartı fark edip müdahale etmeleriyle pankart toplatılmış. Bu nedenle üzerinde durulacak bir konu değil diye düşünmek mümkün değil. Başbakan, Davos zirvesindeki çıkışıyla, İslami çevrede canlan tartışmayı seçimlerde siyasal ranta dönüştürmenin peşinde.
Başbakanın Rize’den hemşerisi Celil Şen, pankartı durup dururken açmadı. Daha önce de bu yaklaşımı çağrıştıran bol miktarda vaka ile karşılaştık. AKP’de bu zihniyetin zemini var.
Evet, iltica geliyor diye koparılan yaygara gibi şimdi de padişahlığı getiriyorlar yaygarasına kanmamak gerek. Ama Başbakanın başka bazı lafları gibi “Marmaray Projesi ile Sultan Abdülhamid’in hayallerini gerçekleştirdiklerini söylemesini de, birileri izah etmelidir. Hani bir zamanlar türban konusunu din âlimlerine danışılmasını öğütlediği gibi.
Ne açı tesadüf ki, bunlar hilafetin kaldırıldığı 3 Mart günü oldu.
Olup bitenlere baktığımızda bunların AKP’nin zihinsel bulanıklığını ya da pragmatik siyaset anlayışını, esas olarak da düşünsel besin kaynağının dışa vurumu olduğunu görüyoruz.
Bu tür şeyle ilk kez karşılaşmadığımız için de, şaşırmadık doğrusu. Başbakanın başdanışmanı ve Cumhurbaşkanın dış politika danışmanı, işin doğrusu AKP’nin dış politikasının sürükleyicisi, baş aktörü ve belirleyeni Prof Ahmet Davutoğlu temel tezi yeni Osmanlıcılık.
Ahmet Davutoğlu ve AKP, Ortadoğu’da merkez ülke konumuna ulaşma stratejisini yeni Osmanlıcılık zihniyetini egemen kılmaya dayandırıyor.86 yıl öncesinin Osmanlı ruhunu canlandırarak, kronikleşmiş sorunlar güya çözülecek.
AKP, hem 60. yıldır dünyanın en büyük savaş örgütü NATO’nun Ortadoğu kolu olmayı reddetmiyor, hem de sözde barış elçisi olur. Hem 21 yüzyılın başında, Ortadoğu’yu kan gölüne dönüştüren dünyanın en büyük emperyalist devletin stratejik ortağı, hem de Müslüman kardeşlik temelinde sorun çözecek. Hem küreselleşen dünyada kendine yer edinmeye çalışıyor, hem de 20. yüzyılın başlarındaki ümmetçi zihniyetiyle barışık olmaya çalışıyor.
AKP, hem yeni Osmanlıcılık zihniyetini hortlatmaya, hem de AB ile bütünleşmeye çalışmanın sonucu, AB ülkelerinin kapısında el pençe durmak zorunda kalıyor.
Bunların hepsi birlikte olacak şeyler değil. Olursa da “Türk usulü” olur. Sonunda Türkiye yerinde saymaya devam eder.
Bu zihniyetten, seçim zamanı içkili basın toplantısı yapan ve vitrinlik aday için manken araya, ama Belediyelere ait sosyal tesislerde içki yasağını savunan, Anadolu da kırmızı sokak uygulaması yapan, akı kararmış, parti diktatörlüğü doğuyor.
Bu zihniyet demokrasi diye yandaş medyanın kesesini dolduruyor, muhalif medya mensubunun akreditesini iptal ediyor, iktidar olanaklarını medyayı dize getirmek için kullanıyor.
Bu zihniyet, Diyarbakır’da Kürtlere “ hepimiz kardeşiz, sizin sorununuz benim sorunum nutku atıyor, Ankara’da omuzu yıldızlılarla, Bakanlar Kurulu’yla birlikte “kardeşlerine” karşı haçlı seferinin planını yapar. Cemaatine de bunu, Kürt sorununu çözmek olarak sunmaya çalışıyor.
Bu zihniyet, Kürt sorununu demokratikleşerek değil, cemaatleşerek, parti tarikatını büyüterek çözebileceğini zannedecek kadar zavallı halde.
Bu zihniyet, işsize iş, aşsıza aş bulma imkânı yaratmak yerine, aç insanlara beyaz eşya dağıtarak, tebaa toplumunun zeminini oluşturuyor.
Bu zihniyet yeni Osmanlıcılık ambalajlı ümmetçi romantizmiyle, Kürtleri, birey olma, özgür olma yolunda verdikleri mücadeleden döndürerek, tebaa yaratma planının bir parçası haline getirmek istiyor. Hem de bölgede Kürtlerin kendi oylarıyla, hem de sözde laikçi Kemalistlerin, kafatasçı milliyetçilerin, batı da horoz dövüşü yaptıklarıyla işbirliği içersinde.
22 Temmuz seçimlerinde %47 oyla parti diktatörlüğünü ilan eden, şimdi padişahlık heveslilerin duygularını okşayarak oyunu artırmaya çalışıyor.
21.yüzyılda, 20 yüzyılın zihniyetini yeşertmek, Nasrettin hoca misali tutmayacak göle maya çalmaktır. Bunun için son “Osmanlı padişahı” hayal görüyor.