Günlük Gazetesi 13 Şubat 2009
Salı günü, bir internet sitesinde yayınlanan telefon görüşmesine göre, Şener Eruygur’un eşi Mukaddes Eruygur, GATA Beyin Cerrahisi servis şefi kıdemli Alpay Nusret Demircan’la yaptığı telefon konuşmasında İstanbul 12 ve 14’cü Ağır Ceza Mahkeme heyetlerini “bizden” diye tanımlıyor. 12. mahkeme heyeti, Hurşit Tolon’u serbest bırakan, 14’cü mahkeme heyeti ise, Hrant Dink’in katillerini yargılıyor. İnsana bu kadar da olmaz dedirten cinsen bir tesadüf.
Biz yıllardır adaletten yana olanı, yani Ergenekon soruşturmasını Susurluk’a, Fırat’ın öte yakasına, failli meçhullere, BOTAŞ tesislerindeki asit kuyularına kadar götürecek, vicdan ve adalet sahibi hâkimler ve savcılar arıyoruz. Bu arayışın her gün çığ gibi büyüdüğünün kanıtı Ergenekon soruşturmasına verilen destektir. Yani biz , “bizden yana değil adaletten yana hâkim ve savcılar arıyoruz.
Ama son günlerde yaşananlar adeta insanları çileden çıkartan nitelikte. Pazartesi günü Türkiye’nin en karanlık döneminin siyasal sorumlularında bir olan Mehmet Ağar, 12 yıl sonra yargı önüne çıktı. Zifiri karanlık dönemin failli meçhulleri yeniden gündem geldi. Ağar mahkemede kendisine sorulan sorulara “bilmiyorum, haberim yok, ben her şeyi yasalara uygun yaptım” yanıtını verdi.
Bir zamanlar çok öğündüğü, 1000 operasyondan hiç söz etmedi; nedense mahkemede sorma gereği duymadı. Susurluk sürecinde oynanan oyuna devam ediliyor. TBMM Susurluk komisyonunun raporunda yer alan gerçeklerin üstündeki örtü kaldırılmıyor. Ayni dönem Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş raporunda ifade edildiği gibi “devlet adına işlenen cinayetlerin failleri gizlenmeye devam ediliyor.
Ergenekon davasından tutuklanan veya gözaltına alınan muteber kişileri, mahkemenin biri tutukluyor, diğeri serbest bırakıyor. Ne hikmetse emekli paşaların hepsinin sağlığı bozulmuş. Sıra şimdi Levent paşada, bakalım sonu Arif paşa gibi mi, yoksa Şener paşa gibimi olacak görecek.
Haftanın esas bombasını eski İnsan Haklarından Sorumlu devlet Bakanı Adnan Erkmen patlattı. Güçlükonak’ta 11 kişinin katledilmesinin üzerindeki sis perdesini kaldırmaya yöneldi. Devletin PKK’nin yaptığını iddia ettiği katliamı, Ergenekoncuların gerçekleştirdiğini, bunu dönemin Başbakanı Tansun Çiller’e ve Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü’ye bilgi vermesine rağmen bir şey yapılmadığını söyledi.
Bütün bu tuhaflıklara ve gerçeklerin açığa çıkmasına direnenlere rağmen, Ergenekon soruşturmasında isimleri bir dönemin failli meçhulleriyle, kayıplarıyla ve katliamlarıyla özdeşleşmiş olanlardan bazılarının gözaltına alınması ve tutuklanması insanların vicdanlarını harekete geçirmeye yetti. İstanbul’da kayıp yakınlarını, cumartesi günleri Galatasaray Lisesi önünde saat: 12.00’de yapılan oturma eylemleri yeniden başladı. Diyarbakır’da Cumartesi anneleriyle aynı saatte kayıp yakınları oturma eyleminde. Kürt illerindeki sivil toplum örgütleri yeniden kayıplarının katillerini ve mezarlarını aramaya başladı.
Eski bir bakan 12 yıl sonra, Güçlükonak’ta bir aracın içersinde 11 kişinin kurşuna dizilmesiyle ilgili ilk kez itiraflarda bulundu. O zaman bütün bu gerçekler yazılmıştı. Bölgede inceleme yapan yerli ve yabancı sivil yurttaş heyetlerinin, insan haklarını kuruluşlarının anlattıkları, yazdıkları gerçekler duyulmadı, görülmedi. Dönemin Genelkurmay Başkanın verdiği bilgi muteber kabul edildi. Milletvekilleri Akın Birdal, İhsan Arslan, Osman Özçelik ve Ali Nesin, Ali Bulaç, Mehmet Metiner, Münir Ceylan, Siyami Erdem, Varlık Özdemir, Nadire Mater, Tahir Hatipoğlu, Altan Tan, Ercan Kanar, Cem Özdemir, Celal Başlangıç, Şanar Yurdatapan ve benimde içinde yer aldığım 30 aşkın bir yurttaş heyeti bölgede inceleme ve araştırma yaptık. Heyet araştırma ve gözlemler dayalı olarak, OHAL Bölge Valiliği’ne, Diyarbakır DGM Başsavcılığı’na ve 5 kez de Genel Kurmay Başkanlığına yapılan suç duyurusu ve başvurulardan sonuç alamadık. Aksine heyet üyelerinin cezalandırılması yoluna gidildi.
Bakanın itirafları adaleti aramaya, inatla, sabırla devam etmemiz zorunluluğunu gösterdi. Bunun için bugün bir kez daha suç duyurusunda bulunmak için bugün Beşiktaş’ta saat:11.00’de Beşiktaş adliyesinde Ergenekon savcısı Zekeriya Öz’ün kapısını çalacağız.