YEYENİ YAZI DİZİ -11- Yerel seçimlere Hazırlanırken

 

 

BirGün GAZETESİ-

20  MAYIS 2008-

Hakan Tahmaz- Önder İşleyen-

10 ARALIK HAREKETİ SÖZCÜSÜ BURHAN ŞENATALAR:

Sorunlara çözüm getiren program gerek

 

“Yerel seçimlerle ilgili önemli bir nokta  solun yerel yönetimlere bakışında ortak noktaların netleştirilmesi ve güçlü bir şekilde savunmasıdır.”

 

Görüşlerimi iki bölümde yansıtmaya çalışacağım.  Birinci bölüm daha genel nitelikte, ikinci bölüm ise özellikle yerel seçimlere odaklı.

 

Bugün ‘sol’ olarak nitelenen kesim oldukça geniş, ayrıca herkesin kendi anlayışına göre belirlenen bir kapsama sahip. Hangi kapsamı kabul edersek edelim, kendi içinde de farklı yaklaşımları kapsıyor. Bu yaklaşımlar arasında yakınlaşma sağlamak da pek kolay olmuyor. Alışkanlıklar ve katı pozisyonlar kolay aşılamıyor. Tartışmalar çoğunlukla kazanmak veya kaybetmek mantığıyla yürütülüyor. Dolayısıyla, sorun kimlerin kimlerle nasıl bir çatı partisinde buluşacağı sorusunu aşıyor. Esas gerekli olan, Türkiye’nin bugünkü sorunlarına çözüm üretecek programın ( ve projelerin) ne olduğunu tartışabilmek. Bu tartışmanın şablonları aşması ve geçmişe değil, geleceğe dönük olması. Böyle bir süreci yaşayanların üretebileceği en geniş mutabakatta buluşanların ortaya koyacağı programa dayanan siyasi hareketin güçlenmesini sağlamaktır. Böyle bir hareketin federasyon, koalisyon gibi sözcüklerden uzak olması gerekir. Söz konusu mutabakatta buluşamayanların ayrışması doğaldır, ancak bu durumda dahi konjonktürel seçim ittifakları düşünülebilir.

 

Program tartışmasının kilit noktalarının çoğu bilinmektedir. Kürt sorunu, laiklik, Alevi yurttaşların talepleri, özgürlüklerin genişletilmesi, devlet karşısında yurttaşın güçlendirilmesi, her alanda katılımı arttırıcı önlemler, yerel yönetimlerin geliştirilmesi, küresel rekabette güçlü bir ekonomi, ekonomik ve sosyal eşitsizlikleri aşmaya dönük kararlı politikalar, AB süreci vb. Bu gibi konularla ilgili yeterince somutlaştırılmış yaklaşımları ortaya koymak yanında, çözüm üretme ve uygulama kapasitesine sahip kadroların toplumda güven uyandırmasına ihtiyaç vardır.

 

Türkiye’de seçmen kitlesinin eğilimleri ve öncelikleri hakkında epey araştırma ve veri bulunmaktadır. Bunları dikkate almadan ve önemsemeden çizilecek stratejilerin başarı şansı düşüktür.

 

10 Aralık Hareketi yukarıdaki bakış açısıyla hedefini ‘ çağdaş sosyal demokrasi odaklı’ bir partinin oluşturulması biçiminde tanımlamaktadır. Bu partinin kendini özgürlükçü sosyalist olarak niteleyenleri de, kendini sadece demokrat olarak niteleyenleri de  sosyal demokrat olanlarla üye hakları açısından eşit koşullarda kucaklayabilmesi gerekir. Dolayısıyla partiye giden sürecin de özgürlükçü,katılımcı,paylaşımcı olması önemli bir gerekliliktir.

 

Yerel seçimlere ilişkin tavırlar, bu arada ittifaklar yukarıdaki yaklaşımdan farklı bir yaklaşımla ele alınabilir. Bence, birinci hedef yerel yönetimleri AKP’den kurtarılması ve özellikle belediye başkanlıkları için dürüst, üretken ve en azından demokrat insanların desteklenmesidir. Bu özellikleri taşıdığı düşünülen kişilerin partisi ne olursa olsun, o kişileri desteklemek amacıyla bir güçbirliği oluşturulmalıdır. Örneğin Dikili’de Osman Özgüven desteklenmeli ve solda olduğunu söyleyen partiler karşı aday çıkartmamalıdır. Benzer biçimde Eskişehir’de başarılı olduğu bilinen Büyükerşen desteklenmelidir. Halen AKP’de olan belediyeler için de benzer bir yaklaşımla aday belirlenmesi için büyük çaba harcanmalıdır.

 

Yerel seçimlerle ilgili önemli bir nokta da, solun yerel yönetimlere bakışında ortak noktaların netleştirilmesi ve güçlü bir şekilde savunulmasıdır. Örneğin saydamlık, katılımcılık, halkın hesap sorabilmesi, yolsuzlukla kararlı ve etkili mücadele, rant paylaşımı anlayışına karşı duruş, yerel yönetimlerin sosyal politika işlevleri gibi konular seçim döneminde solun temel konuları olarak işlenmelidir.