Ayhan Çubuk: Çözüm Gücünü ABD Görüyor!

Çözüm Gücün ABD Görüyor!

Kürt sorununda gelinen nedir?

Gelinen nokta, sorunun silahla ve şiddet yöntemleriyle çözülemediğini ve çözülemeyeceğini açıkça ve tartışmasız bir şekilde ortaya çıkarmıştır. Bu tespiti artık devletin bir kesiminin ve PKK’nın de ifade ettiğini görüyoruz. Silah ve şiddet yöntemlerinde ısrar etmenin sorunun çözümünü ertelemekten başka hiçbir anlam ifade etmediği anlaşılmıştır.

Operasyon bölge insanı nasıl etkiledi?

Bölge insanı, son operasyonun da daha öncelerden farklı bir sonuç doğurmayacağını bildiği için AKP’ye bakışını olumsuz yönde etkilemiştir. Halkta daha önce AKP’nin bu soruna yaklaşımının diğer partilerden daha farklı olduğu ve sorunun çözümü için adım atmak konusunda uygun koşulların oluşmasını beklediği şeklinde bir umut vardı. Bugün artık bu yönlü bir umut ve beklenti oldukça zayıflamış görülüyor. Bölge insanı artık AKP’den ziyade bu sorunu çözecek olan gücün ABD olduğunu düşünüyor. Başbakanın geçmişte Diyarbakır’da sarf ettiği ve daha sonra arkasında durmadığı sözlerinde de samimi olmadığı yönündeki kanaat son gelişmelerle güçlenmiştir.

 

Silahlı çatışmanın yeniden başlaması bölgede ne gibi sorunların ortaya çıkmasına vesile oldu?

Başta yaşam hakkı olmak üzere hak ihlallerinde gözle görülür bir artış olmuştur. Ekonomik ve sosyal yaşamda oluşan iyimser hava ve canlılık yerini yeniden umutsuzluğa ve karamsarlığa terk etmiştir. Nispi köye dönüşler, yeniden başlayan çatışma ortamından ötürü kesintiye uğramıştır.

 

Bölge insanı acısında bugünün ayrıt edici özellikler neler?

Çatışmasızlık döneminde oluşan olumlu hava ve Avrupa Birliği üyelik sürecine ilişkin yapılan yasal düzenlemeler bölgede demokratik hakların kullanımı bakımından azımsanmayacak bir ilerleme kat edilmişti. Yine çatışmasızlık döneminde ekonomik ve sosyal hayatta oluşan kısmi canlılık çatışmaların yeniden başlaması ile gerilemeye başlamış, bu durum demokratik hakların kullanımını ve AB sürecini de olumsuz etkilemiştir.

 

Yeni TBMM beklentileri nelerdi?

Kürt temsilcilerinin meclise girmesi bölge halkında, sorunun meclis çatısı altında çözümü yönünde bir umut yaratmıştı. Zira artık çözümde muhatap olarak kabul edilebilecek bir Kürt tarafının varlığı ile sorunun demokratik yollarla çözümü yönünde bir fırsat oluşmuştu. Ama siyasi iktidarın ve meclisteki diğer partilerin, DTP’lilere yaklaşımları, bu beklentiyi oldukça zayıflatmıştır. Çözüm arayışı için, büyük umutla, önemli ölçüde oy verdiği AK Partinin de hiçbir çözüm projesi ortaya koymayarak işi askere havale etmesi ayrıca bir hayal kırıklığı yaratmıştır.

 

Çözümü için atılması gereken öncelikli adımlar neler?

  • Daha demokratik ve özgürlükçü bir anayasa yapılmalıdır. Yapılacak yeni anayasada tek ulusun vurgusundan vazgeçilmeli, Anayasa, Türkiye’de yaşayan tüm farklı etnik kökenlere mensup insanları kapsamalı ve bu anlamda gerçek bir uzlaşı metni olmalıdır. Yurttaşlık tanımı yeniden yapılmalıdır.
  • Devlet okullarında ana dilde eğitim hakkı sağlanmalı, üniversitelerde Kürt dili, edebiyatı, tarihi ve kültürü gibi alanlarla ilgili bölümler açılmalıdır.
  • Kürt dilinde radyo televizyon yayınları yapılmalı,
  • Genel bir siyasi af çıkarılmalı,
  • Seçim Yasası değiştirilmeli, baraj sınırı kabul edilebilir bir düzeye çekilmelidir.

 

Çözüm sürecinde DTP ve  bölgedeki sivil toplum örgütleri gibi bir görev üstlenebilir?

DTP, Kürtlerin siyasi partisi olarak TBMM’nde yer almaktadır. Öncelikle sorunun muhatapları DTP’yi Kürtlerin meşru bir partisi olduğunu ve onları temsil ettiğini kabullenmelidirler. Bölgeden aldıkları oy miktarını ve çıkardıkları milletvekili sayısından hareketle Kürtleri asıl ben temsil ediyorum şeklindeki AK Parti yaklaşımı Kürt sorununa hiçbir çözüm getirmeme isteğinin ifadesidir. DTP’nin bu anlamda muhatap alınması sorunu çözme isteğinin önemli ilk adım olacaktır. DTP’nin çeşitli konularda kamuoyuyla paylaştığı görüş, düşünce ve önerileri bulunmaktadır. Yine soruna duyarlı bölgedeki sivil toplum örgütleri de faaliyet alanları ile ilgili sorunun çözümüne katkıda bulunabilirler. Ancak, sivil toplum örgütlerinin üstleneceği görev ya da rolün somutlaşması için onlardan Katkıda bulunma isteğinin ortaya çıkması lazım.

Giriş

Ayhan Çabuk: Şemdinli davasının avukatlarından ve Van barosu başkanı Ayhan Çabuk, bölgede yaşanan hak ihlallerinin takibinde önemli rol üstelmiş bir hukukçu. Türkiye’nin doğu bölgesinde yaşayan Kürt yurttaşlarımızı gözlemleri en iyi yansıtabilecek kişilerden biri olarak Van’da çözüm ibresinin nereye doğru evirilmekte olduğuna dikkat çekmektedir.

Öncelikle DTP’nin Kürtlerin meşru bir partisi olduğunu ve onları temsil ettiğini kabullenilmesi gerekir

Resim altı: Van Baro başkanı Ayhan Çabuk: 2007 sonrasında hak ihlallerinde gözle görülür bir artış yaşanıyor

Cuma günü: Adem Avcıkaran- Sabih Ataç

Fotoğraf : çekimi yapılmadı.