SİLAH KULLANMAYANA SİLAH KULLANMA!

14 Ekim 2006 BİRGÜN Gazetesi

PKK’nın ön koşulsuz silahlı eylemlere son vermesine yönelik, önce 150 imzalı yurttaş girişimi tarafından yapılan, arada çeşitli vesilelerle tekrarlanan ve en son 12 Eylül günü DTP, 13 Eylül günü 224 imzalı yurttaşın çağrılar geçte olsa karşılık buldu. ABD, AB ve Talabani de PKK’ ye bu süreçte benzer çağrılar yaptılar. Abdullah Öcalan’ın, PKK’ya  “silahları gömme, bir kez daha tek taraflı ateş kez” çağrısıyla PKK,  1 Ekim 2006 tarihinden geçerli olmak üzere  “tek taraflı ateşkes” ilan etti. Yani silahlı eylemlerini durdurdu.

 

Türkiye’nin Kürt sorunu bir süredir sadece Türkiye’nin sorunu olmaktan çıktı. Emperyalist güçlerin Ortadoğu politikalarının en önemli alt başlığını Kürt sorunu oluşturmaya başladı. Aslında bu süreç 11 Eylül sonrası ABD’nin Irak’ı işgaliyle başladı. ABD, Kürtleri yeni Ortadoğu projesinin temel müttefiki olarak görmektedir.

 

Talabani Çizgisi Türkiye’de Tutmaz

PKK’nın bu kararı alınmasını tek bir faktöre bağlamak doğru bir değerlendirme olamaz. Kürtlerde, iç dinamiklerle çözümlenemeyen Kürt sorununun ABD’nin inisiyatifle çözümlenebileceği düşüncesi güçlenmeye başladı. ABD’nin Kürt politikasının ne olduğunun iyi anlaşılmaması demokratik siyasal çözümden yana olan güçleri yanlış taktık ve stratejiye sevk edecek. ABD’nin Kürt politikası, PKK’sız ve Öcalansız bir politikadır. Şahinlerin, milliyetçilerin ya da Amerikancı yazarların iddia ettiği gibi PKK’nın siyasallaşmasını amaçlayan bir yaklaşım değildir. ABD’nin beklentisi, bu süreçte Barzani /Talabani’nin politik etkilerinin Türkiye’de de gelişmesi yada benzer bir politik güçün ortaya çıkarak inisiyatif almasıdır.

 

PKK’nın tam anlamıyla ABD’nin  kontrolüne girebileceğin düşünmek, PKK’yı, Kürt hareketini tanımamaktır. PKK’nın üzerine oturduğu toplumsal, sosyal ve siyasal zemini kavrayamamaktı. Güneydeki mücadele esas olarak aşiretler üzerinden geliştiği, Kuzeyde “modern” ve yoksul bir hareketin geliştiğini unutmadan PKK tahlili yapmak gerekir. Hareketin Kuzey Irak’ta yaşanan gelişmelere sempatiyle bakması veya  kimi anlık  çıkarını öne geçiriyor olması onu bir anda Talabani- Barzani çizgisine   sokmaz. Kürtlerde yanlış bir biçimde ABD’den medet umma   eğilimi baş gösterdi. Bunun toplumda yaratacağı olumsuz  sonuçları ortadan kaldırmaya dönük politikalar  geliştirmek  ve önemler alınmalı. Aksi takdirde yanlış bir biçimde anti- Amerikacılık, Kürt karşıtlığına dönüşecek, birarada yaşamı daha fazla olanlıksızlaştıracak, saldırgan Türk milliyetçiliği daha fazla geliştirecek ve geri dönülmez bir yola girilmesi sonucun doğuracaktır.

 

Unutmayalım ki, ABD’nin Ortadoğu’daki varlığı sona ermeden bölgeye dair beklentilerine ve bölgesel sorunlara ilişkin etkin rol oynama çabalarına son verebilmek mümkün olmayacaktır. Bu açıdan ABD’nin yeni Ortadoğu projesine karşı geliştirilecek politika ve mücadele aynı zamanda Türkiye’nin Kürt sorununun çözümünü de kapsamak zorundadır.

 

Daha Fazla Çapa

Sorunun daha fazla milliyetçilik ekseninde gelişmesine karşı kendi iç dinamiklerle demokratik zeminde çözüm kanallarını yaratmak durumundayız. Yaşanan kaygı verici gelişmeler Kürt sorunun demokratik zeminlerde çözümü mücadelesinden geri durmayı haklı çıkaramaz. Aksine daha fazla inisiyatif göstermek ve geliştirmek durumundayız.

 

Bu açıdan PKK’nın silahlı eylemleri durdurması Kürt sorunun demokratik zeminlerde çözümü mücadelesinin etkin, inandırıcı, şoven histerilerden uzak yürütülmesi için büyük bir şanstır. Eylemelerin durması ya da sona ermesi tek başına Kürt sorunun çözümü değildir. Çözüm ya da barış adaletle mümkündür. Adaleti sağlayacak olan ise eşitlik ve özgürlüktür. Bu anlamda  Kürt sorunun köklü çözümü  ile sorunun şiddetsiz, silahsız  demokratik zeminlerde çözüm sürecine girilmesi mücadelesi iki ayrı düzeydir.

 

Bugün şeyden önce, sürecin normalleşmesine ve diyaloga ihtiyaç var. Normalleşme ve diyalog için DTP ve seçilmiş yerel yöneticiler önemli işlen görebilir. Demokratik zeminlerin geliştirilmesi ve Kürtlerin temsilinin önünün açılması bu sürecin derinleşmesine için en önemli şarttır. Sürecin tersine işlemeye devam etmesi kopuşu derinleştiren ve geri dönülmesi mümkün olmayan sonuçların ortaya çıkmasına yol açacağı kesindir. Demokratik bir ülkede eşit ve özgür yurttaşların birarada yaşamalarını sağlamanın biricik teminatı diyalog zeminleri üzerinden toplumsal değişimin sağlanmasıdır. Toplumsal değişim, yaşam ve çalışma alanlarında geliştirilecek birarada yaşama dönük kitlesel mücadeleyle mümkün olacaktır. Bu nedenledir ki, silahların konuştuğu dönem ait dil ve yaklaşımlarla sürecin ihtiyaçlarına yanıt verebilmek mümkün değil. Eylemsizlik sürecinin derinleşmesi ve kalıcılaşması için Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ifade ettiği yaklaşıma uygun  “silah kullanmayana karşı silah kullanılmamanın koşullarının oluşturulması gerekir. Çatışma sürecinin ait her türde silahlı, özel örgütlenmelerin zaman geçirmeden tasfiyesi çatışmanın kalıcı olarak ortadan kaldırılması için şarttır. Yeni dönemde en az bunlar kadar önemli olan 20 yıllık çatışma sürecinin yarattığı sosyal, toplumsal, psikolojik yararların hızla sarılması için bölgeye sosyal ve ekonomik pozitif ayrımcılık uygulanmasına başlanmasıdır.