Savaş Karşıtı Hareket ve 19 Mart 

Savaş karşıtı hareket nereye gidiyor sorusuna yanıt verebilmek için önce bazı noktaları hatırlamakta yarar var.  Savaş karşıtı hareket   ABD’nin Irak’a saldırı hazırlıkları  yaptığı bir süreçte, 15 Şubat 20003 tarihinde  “Bu Savaşı Durdurabiliriz” sloganıyla milyonları  sokağa döktü ve  dünya çapında çeyrek yüzyılın en kitlesel  gösterilerini gerçekleştirdi.

 

Bu gösteriler  sonrası yabancı gazeteler  dünyada iki süper güç var biri ABD/ Bush, diğeri uluslararası  savaş karşıtı hareket manşetleri attılar. 15 Şubat 2003’de insanları sokağa döken, aya kaldıran  esas itici güç, savaşın engellenebileceğine olan inançtı.  Bu güçe ABD saldırısı başladıktan bir gün sonra ve sonrasında yapılan hiçbir küresel eylemde bir daha ulaşılamadı.

 

Aslında eylemlerdeki bu ani çıkış ve inişler  savaş karşıtı mücadelenin kendi doğasına uygundur.Bu gelişmeler  savaş karşıtı hareketin gerilemeye mi  başladığı sorularının sıkça  sorulmasına  neden oldu. Bu soru, Lübnan Savaş Karşıtları toplantısında, Avrupa  ve Dünya Sosyal Forumlarında  temel tartışma  konularının başında yer aldı.

 

Savaş karşıtı hareketin sokaktan çekildiği doğrudur. Ama savaşa ve işgale karşı insanların tepkilerinin azaldığını söylemek yada başka bir ifade ile Irak’ ta  yaşanan işgale, ABD askerlerin işkencelerine, cami avlusunda  infazlara, Felluce’deki  katliamlara insanların nefretlerin  azaldığını,  Bush’un bütün dünyayı   tehdit eden konuşmalarının insanları çileden  çıkarmadığını söylemek ve de bütün bunlardan dolayı insanların  geleceklerinden düne göre daha az kaygı içinde olduğunu   söylemek pek mümkün değildir. Sorun insanların tepkilerini ortaya kayabilecekleri eylem  ve etkinlik biçimlerini yarata bilmekte/ bulabilmekte   düğümlenmektedir.

 

İşgal öncesi insanların  savaşın durdurulabileceğine olan inançları   işgalin  beklenenden  çok kolay ve kısa sürede gerçekleşmesiyle tepetaklak oldu.Doğrudan direnişçi güçlere destek verme ile  işgale karşı olma arasındaki  ince çizginin yarattığı sorunlar savaş karşıtı hareketin  dün savaşa karşı  aktif olarak harekete geçirdiği insanları bugün işgale karşı  harekete geçirmekte oldukça zorlamaktadır.

 

Savaşa Karşı Mücadele

 

Ancak bugün savaş karşıtı hareket daha fazla  yaygınlaşmıştır. Savaşa ve işgale karşı toplumsal tepkiler, ABD yönetimine  karşı nefret ve  hoşnutsuzluk artmıştır. Bu nedenledir ki, işgalci ülkeler  tek tek Irak’tan çekiliyor. ABD yönetimi her gün daha fazla yalnızlaşıyor. ABD bu durumu ortadan kaldırmak için yeni Dışişleri Bakanına  ziyaret turları  düzenliyor. Savaş karşıtı hareketin yaygınlaştığını gösteren  en son gösterge 19 Mart’ta dünya çapında  yapılan savaş ve işgal karşıtı gösterilerdir.  11 Eylül sonrası, Küreselleşme karşıtı hareketin dünya çapında gelişmeye başladığı süreçten bu güne kadar yapılan gösterilerin en yaygını 19 Mart’ta yapılmıştır. Dünyanın 250’nin üzerinde kentinde aylarca süren kampanya sonucunda  aynı günlerde işgale karşı gösteriler  yapıldı. Dünya çapında yapılan gösterilerin etkin olanlarından  biride 11 Emek ve meslek örgütünün örgütleyicisi olduğu Kadıköy mitingiydi. Aslında mitingin gerek hazırlık süreci gerekse de gerçekleşme anı  Türkiye’deki savaş karşıtı hareketin yada mücadelenin geldiği yeri göstermesi bakımından önemli ip uçları vermektedir.

19 Mart  Kadıköy Eylemi

 

19 Mart  Kadıköy eylemini doğru değerlendirmek için  bazı şeyleri hatırlamakta  yarar var: 1 Aralık 2002’de  İstanbul’da yapılan ilk  “Irak’ta Savaşa Hayır” mitingine 5-6 bin kişi katılmıştı. Dünyada milyonların sokağa döküldüğü 15 Şubat 2003 günü  Kadıköy’de yapılan mitinge   7-8  bin kişi katılmıştı. Gösteriye   solun bir kesimin  kendi politik gündemlerine dönük gerçekleştirdikleri atraksiyonlar damgasını vurmuştu. 1 Mart 2003 Ankara mitinginden  sonra  6 Nisan 2003 tarihinde İstanbul’da yapılan işgal karşıtı mitinge   50 bin civarında insan katılmıştı. Bütün bu mitingleri     “Irak’ta Savaşa Hayır Koordinasyonu” örgütlemişti. Koordinasyonun içinde milliyetçi olmayan  bütün sol kesimler, emek ve meslek örgütleri, siyasal İslam’ın bazı kesimleri yer alıyordu.  Yine 27 Haziran 2004 tarihinde İstanbul’da yapılan “NATO’ya, BUSH’a ve İşgale Karşı” mitinge 25 bin çıvarında insan katıldı Bunu da işgal ve savaş karşıtı bütün güçler  ortaklaşa yaptı.

 

Her şeyden önce yukarıda ifade edilen  gerçekler ışığında batkımızda  Kadıköy mitingi savaş karşıtı mücadelenin bir yıl öncesine göre gelişmekte olduğunu, yeni deneyimler kazandığını göstermektedir.

 

19 Mart  Kadıköy mitinginin örgütlenmesinde başta  TMMOB  olmak üzere 11 emek ve meslek örgütünün çok yoğun emeği vardır. Buda  mitingin örgütlenmesini kolaylaştırmıştır. Hala aşmamız gereken sorunlarımız var.

 

Örneğin Aliağa Petrol- İş üyeleri gibi diğer sendika ve meslek örgütlerinin üyelerini bu gösterilere katmanın yolu, tarzı nedir sorusuna yanıt bulmalıyız. Var olduğunu sandığımız yanıtlarımızı üzerine bir kez daha düşünmemiz gerekiyor. Ama bunları yaparken savaş karşıtı bir mitingde ilk kez üyeleriyle birlikte  yer alan Hak-İş işçilerini itmemeliyiz, ilk kez savaş karşıtı  gösteriye katıla CHP il örgütünün katılımın küçümsememeliyiz.

 

 

1 Mart Ankara eyleminden sonra ilk kez bir mitingde katılımcılar hem kendi renkleriyle, kendi sözleriyle yer aldılar. Hem de mitingin konsepti içinde kalmayı başardılar.           Her kez kendi türküsünü söylemedi. Tek bir türkü söylendi: Irak’ ta İşgale Son, Bush ve Çetesi yargılansın, Biz %82 Gerisi Bush   Yine 1 Mart mitinginde olduğu gibi  uzun dönemdir bu tür mitinglere katılmayan yada örgütlü kesimlerin dışından katılan insanların sayısı az değildi. Küresel BAK kortejindeki gençler   bunun göstergesidir.

 

Başka bir gerçek ise  Türkiye’deki sol grupların önemli bir kesimi  dünyadaki savaş karşıtı hareketi izlemedikleri için son anda ayılmaktalar. Dünya savaş karşıtı hareketler,  19 Mart  2005’te Dünya çapında yaygın eylem yapılması kararını  14-15-16 Eylül 2004 tarihinde   Lübnan’da yapılan  savaş karşıtları toplantısında aldı, karar önce   ASF’ de ve daha sonrada  DSF  onaylandı. Türkiye  solu  ise bununla Mart ayının başında ilgilendi. Bu nedenle de  1 Mart 2003’ de olduğu gibi Türkiye çapında  bir  kampanya örgütlenemedi.  Bunu    mitingi örgütleyen 11 emek ve meslek örgütü içinden sadece TMMOB yaptı.  TMMOB baştan itibaren   savaş karşıtı hareket içinde bütün  olanakları ve gücü ile  yer almaya çalıştı.   Bu  nedenle de  savaş karşıtı hareket içinde özel bir yer edindi.

 

Yine bütün dünyadaki savaş karşıtlarıyla birlikte  ülke çapında kampanyayı  Küresel Barış Ve Adalet Koalisyonu  ve ÖDP  yürüttü,  bir kesimde de görev gereği mitinge katıldı,  bu da  doğal olarak miting alanına  yansıdı.

 

Şimdi 19 Mart gerçeği ışığında, işgal ordularının bir an önce Irak’tan  çekilmesini ve  savaş suçlusu Bush ve çetesinin yargılanmasını sağlamak,  savaş ve işgal politikalarının yaşama dair bütün alanlarda yarattığı tahribatı kapsayacak tarz ve içerikte savaş karşıtı mücadeleyi geliştirmek, ABD’nin politikalarına karşı %82’ye  ulaşmak için  her gün  saflarımıza yeni insanlar katmak durumundayız.

 

Hakan Tahmaz

hakan_tahmaz@hotmail.com

6 Nisan 2005 Birgün